tenkîd — (A.) [ ﺪﻴﻘﻨﺕ ] eleştiri. ♦ tenkîd edilmek eleştirilmek. ♦ tenkîd etmek eleştirmek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
MÜNEKKİD — Tenkid edici. Kötüyü iyiyi ayıran ve onları söyleyen, kusurları söyleyen.(Her sözün doğru olmalı, fakat her doğruyu söylemek doğru değil... Her söylediğin hak olmalı, fakat her hakkı söylemeğe senin hakkın yok. M … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
Şemseddin Sami Frashëri — Sami Frashëri (Turkish: Şemseddin Sami Bey, born June 1, 1850, Frashër,Kolonje, Albania ndash; June 18, 1904) was an Ottoman Albanian writer, philosopher, playwright and a prominent figure of the Rilindja Kombëtare , the National Renaissance… … Wikipedia
tenkit — 1. is., esk., Ar. tenḳīṭ Noktalama 2. is., di, Ar. tenḳīd 1) Eleştirme, eleştiri Bir sanat eserini tenkit ne güç iştir. A. M. Dranas 2) ed. Eleştiri Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller tenkit etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
DALALET — İman ve İslâmiyetten ayrılmak. Azmak. Hak ve hakikatten, İslâmiyet yolundan sapmak. Allah a isyankâr olmak. * Şaşkınlık.(... Nevâfil kısmında, emr i istihbabî ile yine ehl i iman mükelleftir. Fakat, terkinde azab ve ikab yoktur. Fiilinde ve… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HURDEGİR — f. Sözün içinde tenkid edilecek noksan arayan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
KRİTİK — yun. Tenkid. Sıkışık durum, sıkıntılı. * Tıb: Hastalığın en kötü zamanı.KRUVAZÖR : Fr. Daha ziyade toplarla mücehhez açık denizlerde emniyeti te min etmek ve konvoyları korumakla vazifeli süratli harp gemisi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MADDİYUNLUK — Maddiyunların mesleği. Maddecilik. Hiçbir müsbet delile dayanmıyan ve sadece maddeye istinad eden ve ruhâniyatı ve mâneviyatı inkâr edenlerin bâtıl akideleri.(Maddiyunluk, mânevi tâundur ki, beşere müthiş sıtmayı tutturdu; gazab ı İlâhiye… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MERAK — Bir şeyi öğrenmek istemek. Çok şiddetli arzu. Heves. Düşkünlük. * Dalgınlık. Kara sevdâ. * Kuruntu, telâş. İç sıkıntısı. İç darlığı.(... Merak, hastalığı ziyade ettiği gibi hikmet i İlâhiyeyi ittiham ve rahmet i İlâhiyeyi tenkid ve Hâlik ı… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MUAHEZ — Muâheze olunan. Tenkid edilen, çekiştirilen … Yeni Lügat Türkçe Sözlük